Ordo 3: Anura (=Salientia, Ecaudata) (Kuyruksuz Kurbağalar)
Kozmopolit bir gruptur, dünyanın her tarafında bulunur. Vücut genişce yapılı olup, baş ile gövde arasında, boyun kısmı bulunmaz. Kafatası ince ve sert olmayıp oldukça indirgenmiştir. Az sayıda kemik içerir. Omurgada omur sayısı azdır. Omurganın sonunda çok sayıda omurun birleşmesi ile şekillenmiş uzunca yapılı bir Urostil (Urostyl) Kemiği bulunur. Kaburgalar indirgenmiş yahut hiç yoktur. İskeletlerinde önemli derecede kıkırdak bulunur. Ön bacaklar kısa, arka bacaklar nispeten daha uzundur. Bu nedenle sıçrarlar. Onun için takımın diğer bir ismi de Salientia’dır [salio (L.): sıçramak]. Suya bağımlı olanlarda parmak aralarında yüzme zarı bulunur. Bazı türlerin erkeklerinde ses keseleri bulunur. Derinin büyük kısmı alttaki kas tabakasına ancak dar şeritler halinde yapışıktır. Arada lenf ile dolu boşluklar bulunur. Bu nedenle derileri kolay soyulur. Yumurta bırakımı ve döllenme, çoğunlukla tür göre farklı şekillerde gelişen ve farklı zaman aralıklarında gerçekleşen kucaklaşma davranışı (Ampleksus) ardından, dış döllenme şeklinde gerçekleşir (Şekil 23).

Şekil 23: Kuyruksuz kurbağalarda (Anura) gözlenen belli başlı ampleksus tipleri ve örnekler (Budak ve ark., 2002’ye göre Duelman ve Trueb, 1985’den değiştirilerek).
Dişi tarafından suya bırakılan yumurtalar, harici olarak erkek tarafından döllenir. Üreme zamanı bazı türlerin erkeklerinde dişiyi kavramaya yarayacak şekilde şişkince bir nasır gelişir, bazılarında kol üzerinde, vücut üzerinde kabarcıklar oluşur. Üreme dönemi sonunda ise kaybolurlar. Ergin safhada kuyruk yoktur. Yumurtaları küresel olup, herbirinde ovumu saran jelatin yapısında bir veya çok sayıda kılıf bulunur. Yumurtalar suya bırakıldığında jelatin kılıf şişer. Ovumun animal kutbu koyu pigmentlidir. Bufotürlerinde ovum tamamen siyah renklidir. Bombinahariç yurdumuzdaki anurlar yumurtalarını küme veya kordon şeklinde suyabırakırlar. Bombina ise tek tek bırakır ve bunları su içindeki bitkilere yapıştırır. Larvaları genelde sucul, bazen arboreal (ağaçlarda) olup, kuyrukludurlar. Erginleşmek için 46 kadar safhaya (Gosner evreleri) ayrılabilen metamorfoz geçirirler (Şekil 24).

Şekil 24: Bir su kurbağası (Anura)’nın yaşam döngüsü. Büyüteçli şekiller yumurtadan yeni çıkmış larva (iribaş, tetar)’ların tutunucu organları ile bitkilere tutunmasını işaret eder. Tutunma işi koyu olarak gösterilmiş keratin çeneler ve küçük labial dişler ile gerçekleştirilir (Budak ve ark., 2002’ye göre Storer ve ark., 1979’dan değiştirilerek).
Larvalar erken safhada tek veya çift kabarcık halinde yapışma organı ile sudaki bitkilere tutunur ve geliştikçe bu yapışma organı kaybolur (Şekil 26). Baş kısmında bir deri kıvrıntısı şeklinde, operkulum gelişerek solungaçları örter. Gövde üzerinde tek veya çift solungaç deliği olan spiraculum bulunur. Larvalarda gerçek dişler bulunmaz. Bunun yerine, gaga şeklinde keratin dişler vardır. Larva bu safhada herbivor beslendiğinden bağırsak çok uzun ve halkalar şeklinde dolanmış durumdadır. Önce arka ve sonra ön bacakların çıkması,solungaç solunumundan akciğer solunumuna geçilmesi ile metamorfoztamamlanır.
Şekil 25: Yurdumuzda yaşayan anur cinslerinde yumurta yapısı ve yumurta bırakma şekilleri (Başoğlu ve Özeti, 1973’den değiştirilerek).
Şekil 26: Kuyruksuz kurbağa larvalarında görülen bazı özellikler (Başoğlu ve Özeti, 1973’den değiştirilerek).
Şekil 27: Yurdumuzda yaşayan bazı kuyruksuz kurbağa cinslerinde görülen larva tipleri ve yapışma organı şekilleri (Başoğlu ve Özeti, 1973’den değiştirilerek).
Bugün yaşadığı saptanan 3000 kadar Anuratürü, çok sayıda cins ve yaklaşık 20 kadar familyada toplanmaktadır. Ülkemizde bunlardan sadece 6 aileye dahil türler bulunur.
Anura’nın Sınıflandırılması:
Bu takımın sınıflandırılmasında günümüzde çok değişik sistemler bulunmakla birlikte biz burada Remane ve ark. (1997) tarafından kullanılan ve pek çok otör tarafından da kabul görmüş bir sistemi esas alacağız.
Bu sınıflandırma sisteminde esas alınan morfolojik özellikler: dil bulunup bulunmaması, omuz kemeri (pektoral kemer) tipi, sakral omur (kalça omuru) uzantıları, diş durumu, omur şekilleri, kaburgaların var olup olmayışı ve ayak parmak uçlarıdır. Bu nedenle sınıflandırmaya geçmeden öne burada esas alınan belli bazı karakterleri, omur tipleri ve omuz kemeri tiplerini tanımlamak yerinde olur.
Omur Tipleri:
Bütün omurgalı hayvanlarda gelişme esnasında önce notokorda meydana gelir. Gelişme ilerledikçe bunun etrafı evvela kıkırdak, daha sonra kemik doku ile çevrilir. Buna Omur Gövdesi (Centrum, Sentrum) denir (Şekil 28). Yüksek Omurgalılarda omur gövdesi üzerinde bir çift yay meydana gelir. Dorsaldaki yaya Neural Yaydenir ve ortasındaki boşluktan omurilik geçer. Ventraldeki yaya ise Hemal Yay denir. Bunun da ortasından kan damarları geçer. Gövde bölgesindeki omurların neural yaylarının yan taraflarından birer transvers çıkıntı çıkar bunlara Diapofiz (Diapophysis) denir. Ayrıca omur gövdesinin ventralinde 2 uzantı daha bulunur. Bunlara da Parapofiz (Parapophysis) adı verilir. Bu iki tip uzantı ile her bir omur dorsalden (diapofiz) ve ventralden (parapofiz) kaburgalara bağlanır.

Şekil 28: Omurgalılarda görülen bazı omur tipleri (boyuna kesitte, üstte) ve bir kurbağanın amfisöl tip gövde omurunun ayrıntılı yapısı (altta). Kaburgaların iki baş: Tuberkulum (Tuberculum) ve Kapitulum (Capitulum) ile omurların transvers uzantıları olan Diapofiz ve Parapofiz’e eklemlendiğine dikkat ediniz (Weichert, 1970’den değiştirilerek).
Omurgalılarda başlıca 5 tip omur bulunur. Ancak bunlardan sadece ilk üçü kuyruksuz kurbağalarda görülür.
1. Amfisöl (Amphicoel): Omur gövdelerinin her iki ucu da içe doğru çukurdur. Çoğu balık omurları ile bazı Anura ve Urodela (Ambystomatoidea) türlerinin omurları böyledir.
2. Prosöl (Procoel): Omur gövdesinin ön yüzeyi çukur, arka yüzeyi çıkıntılıdır. Birçok Anura türünde görülür.
3. Opistosöl (Opisthocoel): Omur gövdesinin ön yüzeyi çıkıntılı, arka yüzeyi çukurdur. Çoğu Urodela (Salamandroidea) omurları, kaplumbağa boyun omurları ve bazı anur türlerinin omurları böyledir.
4. Heterosöl (Heterocoel): Omur gövdesinin ön ve arka yüzeylerinde hem girinti hem de çıkıntı bulunur. Kuşların boyun omurları böyledir.
5. Asöl (Acoel) tip omur: Omur gövdesinin her iki yüzeyi de düzdür. Memeli omurları bu tiptir.
Omuz Kemeri (Pektoral Kemer) Tipleri:
Anura’da omuz kemerlerindeki Epikorakoid (Epicoracoid)’lerin durumuna göre iki tip kemer ayırt edilir (Şekil 18).
1. Arcifer (Arsifer) Tip [Arc: yay; fer, phora: taşımak]: Omuz kemerindeki epikorakoidler hareketli olup, genel olarak birbirlerini örterler.
2. Firmistern Tip [Firm : sabit, sıkı, sağlam, stern: göğüs]: Omuz kemerindeki epikorakoidler yan yana bulunurlar ve çoğu zaman kaynaşıp tek parça oluştururlar.
Şekil 29: Kuyruksuz kurbağalar (Anura)’da görülen omuz kemeri tipleri, göğüs kemiği (Sternum) ile ilişkisi, kıkırdak ve kemik kemer elemanları ve bazı örnek cinsler (Budak ve ark., 2002’ye göre Ziswiler, 1976’dan değiştirilerek).
Günümüzde yaşayan kuyruksuz kurbağalar 6 alttakım: Amphicoela, Aglossa, Opisthocoela (=Opisthoglossa), Anomocoela, Procoela (=Arcifera) ve Diplasiocoela (=Firmisternia) altında ele alınırlar.
Kaynak:
Budak, A. & Göçmen, B. (2005). Herpetoloji. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Kitaplar Serisi, No. 194, Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova-İzmir, 226 s. (ISBN 975-483-658-2) [Türkçe Kitap]. [2nci baskı, 2008].
|